Günümüzde teknolojinin hızlı gelişimi, annesi dışındaki dünyanın ayırdına varan ve yeni yeni yürümeye başlayan çocuğun dijital aletlerle tanışması, tablet, televizyon, telefon gibi cihazlara hapsolması çocukların sosyal, duygusal, bilişsel gelişimini olumsuz yönde etkilemektedir. Teknoloji çağına doğan çocuğun dijital aletlerle kaynaşıklığı anne babası tarafından yaşına ve gelişimine uygun şekilde sınırlandırılmadığı takdirde çocukların duygularını ifade etmekte, sosyal ilişkiler kurmakta zorluk çektikleri ve yaratıcılıklarının gelişmediğine yönelik birçok araştırma bulgusu vardır.
Teknolojinin sınırsız ve kontrolsüz kullanımı çocukların yaşına ve gelişimine uygun olmayan bilgilere erişmesine,çocukta yaşına ve gelişimine uygun olmayan davranışlara yol açmaktadır.Geçim telaşı ile iş ve ev arasında koşturmakta olan ebeveynlerin çocuktaki değişiklikleri fark edememesi sonucunda bazı çocukların çok erken yaşta uyarıldığı ve yakın çevresinde olan diğer çocukları da uyararak sorunun okullarda giderek büyümesine yol açtığı biliniyor. Son yıllarda sigara, uyuşturucu madde ile tanışmanın ve kullanımının ilkokul çağı yaşlarına kadar düştüğü, dijital aletlere bağlı çocukların sosyal ilişkiler kurmakta, duygularını ifade etmekte zorluk çektiği görülmektedir. Özellikle büyükşehirlerde daha yoğun yaşadığımız bu sıkıntılar biz ebeveynlerin okul seçimini giderek zorlaştırmakta ve “Çocuğumu hangi okula vermeliyim? Hangi ilçedeki hangi okul? Hangi öğretmen ve hangi sınıf?” gibi sorunları beraberinde getirmektedir.Doğru okul ve doğru öğretmen çocuğun hayatını ve kişiliğini şekillendirme konusundaaileden sonraki ikinci sırayı alır; çocuğun kişiliğini, öğrenim hayatını, başarısını, özgüvenini, meslek seçimini, kurallara uyumunu ve iletişim becerilerini doğrudan etkiler.
İlkokula başlayana kadar aile içerisinde birtakım sınırlar ve kurallarla tanışan çocuk okula başlamasının ardından daha sistemli, daha kapsamlı kurallarla karşı karşıya kalır. Okula uyum sürecinde birçok çocuk sıkıntılar yaşar fakat zaman içerisinde aile-okul işbirliği ile sağlıklı ve doğru tutumlarla bu süreç büyük oranda başarıyla atlatılır. Fakat bazı çocuklar bu süreçte akranlarına göre daha çok bocalarlar; doğru şekilde ve zamanında müdahale yapılmadığında sorun büyüyebilir; çocukta inatçılık, öfke krizleri, yalan söyleme, zarar verici davranışlar gibi uyum ve davranış problemlerigörülebilir.Pekibu aşamada biz ebeveynler olarak neler yapabiliriz?
- Çocuğunuzu yakından takip edin. Ona her gün mutlaka “bugün okulda en komik şey neydi, bugün duyduğun en ilginç şey neydi, bugün seni en çok mutlu eden şey neydi?” gibi spesifik sorular sorun ve okulda geçirdiği zaman dilimini sizinle paylaşması için ona fırsat verin. Hatta siz de kendi gününüzden örnekler verin. Her gün bunu yaptığınızda çocuğunuzun sizinle daha çok şey paylaştığını fark edeceksiniz.
- Yaşadığı olay, gerçekleştirdiği davranış her ne olursa olsun;çocuğunuzun ve kendinizin sakin ve iletişime açık olduğu en kısa zamanda çocuğunuzla konuşun.
- Göz teması kurun ve empatik yaklaşın. Davranışının sizi üzdüğünüona söyleyin, neden böyle bir şey yaptığını anlayamadığınızı söyleyin ve kendisini ifade etmesi için fırsat verin.
- Duygularını destekleyin.
- Çözümün ne olduğunu sorun, çözümü kendi bulması için teşvik etmeye, cevabını vermeden çözüme yönlendirmeye çalışın. Problem davranış varsa yaşadığı olay sonucunda başka ne tepki verebilirdi sorun. Küçük yaştaki çocukların zihinleri soyut düşünme açısından henüz gelişmediğinden çözüm bulma konusunda zorlanabilirler, bu durumda çocuğunuza seçenekler sunun ve sonrasında yaşayacağı benzer bir olayda uygulaması için doğru davranışı birlikte belirleyin. Çabalarını pekiştirerek davranışının devamlılığını sağlayın.
- Ne yapmaması gerektiğini değil, ne yapmasını istediğinizi açık ve net bir şekilde ifade edin. Cesaret kırıcı değil teşvik edici olmaya çalışın, cesaretlendirin.
- Olayı etraflıca öğrenmeye çalışın, çocuğunuzun davranışının olası nedenlerini araştırın, gerekli kişilerle görüşüp mümkün olduğunca fazla bilgi toplayın.Davranışın sıklığını, hangi zamanlarda daha çok ortaya çıktığını, ne kadar sürdüğünü gözlemleyin.
- Çocuğunuzu hangi açılardan etkilediğine dikkat edin(sosyal ilişkiler, iletişim, okul başarısı vb.).
- Çocuğunuza koyduğunuz sınırlarınızı sorgulayın. Çocuğun öğrenmesini kolaylaştıracak, çocuğu disipline sokacak, sorumluluk duygusunu geliştirmesine fırsat verecek, yaşına ve gelişimine uygun sınırlar koyuyor musunuz? Bu sınırlar konusunda tutarlı mısınız? Koyduğunuz sınırlar etrafınızdaki kişiler tarafından da destekleniyor mu? Koyduğunuz sınırlar çocuğun kendini gerçekleştirmesini, sorumluluk alabilmesini destekleyecek şekilde esnek mi? Okul ve öğretmen ile de işbirliği halinde misiniz; çocuğunuzun problem davranışı konusunda ortak ve sağlıklı bir yaklaşım sergiliyor musunuz?
- Çocuğunuzun problem davranışı devam ediyorsa ve tüm bu yaptıklarınıza rağmen yol alamadıysanız daha fazla vakit kaybetmeden bir uzman ile görüşmeniz faydalı olacaktır. Ne kadar erken müdahale yapılırsa o kadar iyi sonuç alınacağını lütfen unutmayın.
Psikolog Esra ACAR